Cumhuriyetin kurulmasıyla Atatürkün eğitim için Fransaya gönderdiği altı kişiden biri de (büyük dede) Levon Kordonciyandı. O zamanlar çıraklık ve kalfalığın olduğu terzi piyasasında eğitim almış biri olmak, hem de eğitimini Fransada alması Levon Kordonciyanı bir anda bir adım öne geçirmeye yetmişti. Beş yıl Fransada terzilik üzerine eğitim görüp staj yaptıktan sonra Türkiyeye döndü ve oğluyla birlikte Havuzlu Handa şık takım elbise ve smokinler dikmeye başladı. Daha sonra ise, şimdi tekstilin kalbinin attığı, o yıllarda ise terziliğin okulu sayılan Sultanhamama geçtiler. İlk önceleri takım elbise dikmeye başlayan Levon usta, daha sonra smokin ve frağın rağbet görmesiyle birlikte bu alanda ününü pekiştirdi. Şu anda hâlâ atölyede ilk günkü haliyle duran ve kullanılan makası, omuz terazisi ve kömürlü ütüsü yorgun halleriyle bile olsa zamana direnmeye devam ediyor.
O yıllarda yabancı işadamları, büyükelçiler ve tüccarlar daimi müşterileriymiş Kordonciyanların. Ama en önemli müşterisi, Atatürk olmuş uzun zaman boyunca. Kordonciyan, "Atatürk çok şık ve zevk sahibi bir insanmış. Özellikle fraklarını dikmiş dedem. Kendisi provalara gelirmiş ve çok kalmadan geri gidermiş. Oturup sohbet edemezlermiş, çünkü hep çok yoğunmuş" diyor ailenin dördüncü kuşak temsilcisi ve büyük dedesiyle aynı adı taşıyan Levon Kordonciyan.
Büyük dede Levondan sonra el işçiliğini aile mirası olarak günümüze kadar getirmiş aile. Sultanhamamdan sonra Beyoğlunda da bir mağaza şart olunca, birikimlerini buraya da taşımışlar. Şimdi ise, üçüncü kuşaktan İskender Kordonciyanın adını vererek ‘İskender Butik adını almışlar. Daha sonra işlerin artması ve Beyoğlunun kalabalıklaşarak eski eleganlığını yitirmesiyle birlikte buradan taşınmak gerekince, 1998 yılında Kurtuluşta şimdiki yerlerine taşınmışlar. Sekiz yaşından beri işin içinde olan 32 yaşındaki Levon Kordonciyan, işlerinde bu kadar aranılan bir isim olmalarını müşterilerle kurdukları duygusal bağ olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Provalara uçakla gelip dönen müşterilerimiz bile var. Artık hepsiyle aile gibi olduk."